Gel Peşimden

 Doğa uyanmış ve tüm güzelliklerini sergilemeye koyulmuş.Kuş cıvıltılarının,şelalelerin gürültüsü eşliğinde yürüdük bu hafta.Bu sene İsrafil Deresi'ne üçüncü gidişim.Ne yalan söyleyeyim,istemeye istemeye çıktım yola.Yine çığ düşmüş dediler Karcı Dağından.Baktım resimlere geçen sene ki kadar değil.Değmez diye düşündüm.Ama daha İsrafil'in girişinden itibaren mest oldum,doğanın bizi karşılamasına.Sonrasın da ayrılmak zor geldi,belimi sakatlayana kadar yürüdük yürüdük.O şelale senin,bu şelale benim dolaştık durduk.  Karcı Teras'a ilk defa çıktık.Kayalara tırmandık,karda kaydık.Her defasında farklı bir yerini keşfettik Karcı'nın,bitiremedik.Daha da keşfedilmesi gereken yerlerini. Bahar gelmiş memleketin dağlarına.İçimiz kıpır kıpır....

Küçük Kızım İzel ile Saint Hilarion Kalesi'ni gezerken kalenin;Ada halkının  Arap saldırılarından korunmak amacıyla Aziz Hilarion adına yaptıklarını öğrenmiştik.Aziz Hilarion, Kudüs'ü müslüman Arapların fethetmesi sonucu Kıbrıs'a gelmiş Hristiyan kesişlerden. Saint Hilarion Kalesi  Girne 'ye kuşbakışı bakan 700 m yükseklikte sarp bir kayalık üzerine kurulmuş,muhteşem Akdeniz manzarasını seyredebileceğiniz adeta bir kule. "Helikopterler vurulmamak için zikzak yaparak, Saint Hilarion bölgesinin üzerinden aştılar. Kalenin en yüksek burcunda Türk Bayrağı dalgalanıyordu. Kaledeki mücahitler gökleri kaplayan helikopterlere sevinç, hayranlık, saygı ve özlem içinde selam durdular."Son zamanlar da okuduğum  Turgut ÖZAKMAN'ın Çılgın Türkler Kıbrıs kitabında sıkça adı geçiyor kalenin. 2010  Temmuz ayında akşam saatleri olmasına rağmen sıcaktan bunalmıştık. Halbuki bir başka temmuz sıcağın da burada Mehmetçik  ve Kıbrıslı mücahitler canları pahasına savunma yap

Efsaneye göre Edremit'in Güre Köyün de güzel mi güzel iyi yürekli bir kız yaşarmış.Sarıkız'ın babası Cılbak Baba Hac'ca gider.Uzun süren Hac zamanında köyün delikanlıları Sarıkız'a evlenme teklifinde bulunurlar.Kız evlenme teklifini kabul etmeyince ,bunu gurur meselesi yapan delikanlılar Sarıkız hakkında  dedikodu ve  iftira da bulunurlar.Hac'dan dönen baba dedikodu ve iftiraları duyar.Köyüler baba kızı dışlarlar. O da kızını alıp kazlarıyla birlikte Kazdağları'na çıkar.Baba ile kız şimdiki Sarıkız Tepesine vardıklarında ,baba abdest almak için kızından su ister.Sarıkız elinde ki uzun saplı su kabağıyla Akçay sahiline elini uzatır ve deniz suyuyla doldurur.Baba tuzlu su değil,tatlı su istediğini  söyler.Sarıkız tekrar Akçay sahiline uzanır ve denizin ortasındaki fışkıran tatlı sudan doldurur.Bu durum karşısında baba kızının ermiş olduğunu anlar.Kızına ben sana inanmamakla hata ettim,kusuruma bakma ,sen beni afedersin ama ben senin yüzüne bakamam diyerek kızı