Gel Peşimden

  Kel ve köse çoban yağmurdan kaçar,mağara girişine gelir.Bakar ki mağara devam ediyor,merakını gidermek için ilerler,çıkışı bulamaz.Çobanın sürüsü köye döner.Ailesi çobanı merak eder,aramaya çıkar.Bir hafta sonra talihsiz çobana ulaşırlar.Gördüklerine inanamazlar.Kel ve köse olan çobanın saçları ve sakalları çıkmıştır.Sonrası malum benim gibi keller mağarada alırlar soluğu.Kimisi kafasına sürer mağarada ki damlayan suyu.Nede olsa umut fakirin ekmeği.Ya da ;ya çıkarsa.  Denizli'den Antalya istikametine giderseniz, görmeden geçmeyin derim.Acıpayam İlçesini geçtikten sonra ,solda kalır Keloğlan Mağarası.Dodurgalar ,Yazır yol ayrımına gelmeden,sola Mallı denen dağa doğru çıkmanız gerekir.Yoldan 2 km sürüyor.Denizli'den 60 km uzaklıkta.Mağarayı gezdikten sonra,Yazır'daki Hacı Ömer Ağa (1827) Camisi'ni de görmeden ayrılmayın.Yazır'dan ayrıldıktan sonra eğer acıktıysanız ve alabalık severseniz,Oğuz boylarından olan kasabaya da adını veren Dodurgalar da yemeğinizi

                  Denizli'den yaklaşık 75 km uzaklıkta Acıpayam İlçesine bağlı Yazır Kasabası bulunmaktadır. Bu kasabaya görev için 2 yıl önce gittiğimde köylülerden biri kasabalarında tarihi bir caminin olduğundan bahsetmişti. Zamanım kısıtlı olduğundan camiyi gezme fırsatım da olmamıştı. Geçen hafta TRT Belgesel kanalındaki bir programda Yazır Kasabasındaki Camiyi görünce 2 yıl önce Kasabaya gittiğimde camiyi ziyaret etmediğim aklıma geldi ve içimi bir pişmanlık kapladı. Bu hafta Yazır Kasabası yakınlarındaki Keloğlan Mağarasına gittiğimde Yazır'daki camiye de gitmeyi de planlamıştım.  Çünkü Keloğlan Mağarası ile caminin arası sadece 4-5 km civarındadır.              1801 - 1802 Yıllarında Hacı Ömer Ağa tarafından yaptırılan caminin ismi de "Hacı Ömer Ağa Camii" olarak bilinmektedir. Zeminden yükseltilmiş bir tabana oturtulan cami, doğudan batıya alçalan eğimli bir alana kurulmuştur. Şekli kareyi andırsa da esasta dikdörtgen yapılıdır. Selçuklu ahşap camilerinin

                    Kahramanmaraş’ta görev yaptığım sıralarda Toros dağlarını geçerken çam ağaçlarının bir kısmının kuruduğunu görüp merak etmiştim. Daha sonra orman müdürlüğünde çalışan bir arkadaşa sorduğumda  çamların dallarında ipeksi bir yuva yapan böceğin ağaçları kuruttuğunu öğrendim. Tabi o zaman ormanlara gezmeye gitmeye vaktim olmuyordu. Denizliye geldiğimde bu ipeksi yuvaları çamların üzerinde yakından görme fırsatım oldu ama, hiçbir zaman bu yuvaları açıp içinde ne olduğuna bakmadım. Genellikle ağaçların üst kısımlarında oldukları için bakma fırsatım da olmadı.                                                                                               Bu hafta sonu Kelleci Deresine girer girmez değirmenin hemen üst kısmındaki patikada bir grup tırtılın peş peşe gittiğini gördüm. Biraz izledikten sonra arkadaşlarla birlikte Baba Dibine doğru yola koyulduk. Ormanın içerisine doğru girince yine yüzlerce tırtılın uç uca eklenip bir yerlere doğru hareket halinde oldukla

 Şaraplarıyla ünlü Güney İlçesi'nin ününe ün katan bir de şelalesi var.Denizli'den Yenicekent üzerinden 65 km mesafede olan şelale Büyük Menderes üzerinde kurulu Cindere HES 'nin hemen yanında.Doğanın doğallığını bozan HES projesini bir parça kurtarıyor,Güney Şelalesi.Güzelliğiyle Denizli ve çevre halkını kendine çekiyor.Şelalede piknik alanı ve iki de restoran mevcut.Sabah erken gelip kahvaltınızı yapabilir, alabalık yiyebilir,mangalınızı tüttürebilirsiniz . Hafta sonunu eşsiz bir doğada ,sessiz ve huzur dolu bir ortam da geçirmek isteyenlere tavsiye edilir.