Tarsus,St.Paul kuyu ve kilisesi,Tarihi evleri ve müzesi,yedi uyurlar(eshabı kehf)

Yıllardır Tarsus'tan geçerim;Tarsus'ta gezebileceğim bu kadar yer olduğunu ve her birinin ayrı bir öneminin olduğunu hiç düşünmemiştim.Daha Mersin'den Tarsus'a gelmeden 10 km kadar önce sola  dönerseniz yedi uyurlar(eshab-ı kehf) mağarasına ulaşıyorsunuz.Rivayete göre hristiyanlığı yaymaya çalışan yedi kişi kralın zulmünden kaçıp bu mağarada saklanırlar ve Allah tarafından uyutulurlar.İlk uyanan mağaradan çıkıp yiyecek birşeyler  almaya çıkar ,elindeki paranın 300 yıl öncesine ait bir para olduğunu öğrenir.300 yıl bu mağarada uyumuşlardır.Böyle bir rivayet Kur'an dada geçtiğinden hem müslümanlar hem hristiyanlar tarafından kutsal sayılır.

 Yedi uyuyanlar dan ayrılıp Tarsus'a Mersin tarafından girerken Çanakkale savaşının gazi gemisi Nusret karşılar sizi.Tarsus belediyesi tarafından son anda jilet yapılmaktan kurtarılıp halkın ziyaretine sunulmuş.Nusret üzerine yerleştirilen asker mankenler ve mayınlarla o anları yaşatıyor.

 Tarsus merkeze geldiğinizde saat kulesi,St. paul kuyusu ve kilisesi,tarihi Tarsus evleri görülmeye değer yerler.Tabi ki tarihi çarşı ve yılanların kraliçesi şahmeranın anıtını da görmek gerek.Tarihi Tarsus evlerinin içleri kafe ve restoranlara dönüştürülmüş.Soğuk birşeyler içip dinlenmek için doğal güzel ortamlar.

Bu kadar gezdikten sonra merkeze 4-5 km uzaklıktaki şelaleye gidip günün yorgunluğunu atabilir,şelale restoran dan mükemmel manzara eşliğinde Adana kebap yiyebilirsiniz.Adana'yı aratmadıklarını söyleyebilirim.Tarsus'un üzümünden de bahsetmeden geçemeyeceğim.Yörede yetişen beyaz ve siyah üzümler ağzınıza layık.Eğer hala iştahınız  varsa humusu da mutlaka tadın,iştahınız yoksa yanınıza almadan şehirden ayrılmayın;Tarsus'un bir  diğer lezzeti.