Mut,Karacoğlan ve Karacakız,Lal paşa Cami,Karaekşi


Dört kitaptan başlayalım elife
Bir isim yazılmış kuldan ziyade
İbrişim saçında eğmeli zülüf
Sırmalar karışmış telden ziyade
Eğdirme kaşını, bakmam yüzüne
Ben gibi ataşlar düşsün özüne
Yemesem, içmesem baksam yüzüne
Şekerden kaymaktan, baldan ziyade
 Kaşların göz ile eyliyor cengi
Söyleşir yavrular, koç yiğit dengi
Çiçekte, meyvede yoktur menendi
Laleden kırmızı gülden ziyade
 Aşık da aşığı zor ile yıkmaz
Ölse de aşığın hiç sırrı çıkmaz
Benim gönlüm olur olmaza akmaz
Akıttım gönlümü selden ziyade
 Karacoğlan der ki, yurdun tazele
Gönül bir çift şahin, konmuş gazele
Çirkin bana kurban, ben de güzele
                                                                                                                                                                                                                                     
 Can sever güzeli, maldan ziyade

Karacoğlan ne güzel demiş:Can sever güzeli,maldan ziyade.Bende bize sunulan bu muhteşem güzellikleri gezip görmeyı ve insanlarla paylaşmayı seviyorum . Mersin'in şirin ilçesi Mut beni her defasında  şaşırtmıştır .Her gittiğim de yeni bir yer keşfettiğim Mut; Masmavi akan Göksu ve üzerindeki Yerköprü Şelalesi ile muhteşem bir doğaya,Alahan Manastırı ,Dağpazarı Klisesi vs ile açık hava müzesine Gözler ve Sertavul yaylarıyla , yaz sıcağında Mutluların kendilerini attığı  serin ve tertemiz  bir havaya sahip.                                              
Şehir merkezinden geçerken sadece içindeki kuleyi gördüğünüz Mut Kalesi,yanına gittiğinizde sizi hayretler içinde bırakıyor.Türkiye'nin hatta dünyanın hiçbir yerinde tarihi bir alan içinde okul görebileceğinizi sanmıyorum.Kale kapısından içeri girdiğinizde tam karşınızda .Mutluysanız böyle bir mekanda öğrenim görme ve düğününüzü yapma şansına sahipsiniz.Çünkü kale içi açıkhava düğün salonu olarak kullanılmakta.


Kale içindeki okul binası ilk gördüğünüz de müze sanıyorsunuz.


Kale tarafından Gözler yaylası tarafına geçince Karaekşi olarak bilinen su kaynağı ve mesire yeri yemyeşil ortamıyla size kucak açıyor.Karaekşi Mutluların piknik alanı.İçinde alabalık yiyebileceğiniz bir de restoran mevcut.Akdeniz bölgesinin güzel bir özelliği buradada kendini gösteriyor.Eğer sabırlı değilseniz hafif birşeyler atıştırıp  buralara gelin.Neden mi?Bu bölgede herşey taze yapılır:salata ve istediğiniz herşey.Ama balığın tadı enfes.



Karaekşi 'de  karnınızı doyurduktan ve dinlendikten sonra kale çevresin de ki gezimize devam ediyoruz.Rehberim Nuri Ünay tam bir Mut aşığı.Mut kalesinin ilk ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte Bizanslılar ve Karamanlılar tarafından kullanılmış ve tamir edilmiş.Kalenin hemen yanında Lal Paşa cami ve medresesi var.Karamanoğlu Alaaddin Bey'in kölesi olan ve daha sonra kölelikten azledilen Lal paşa tarafından yaptırılmış.Türk mimarisinin en ilginç örneklerinden kesme beyaz taşlardan yapılmış.


Muhtemelen Karamanoğlu Beyliğine ait olan türbenin kime ait olduğu tam olarak bilinmiyor.Lal Paşa cami bahçesinde.


Kalenin hemen altında Çınaraltı parkı var.Park içinde aslan steli ,yaklaşık 5-6 yy lık çınar ağaçları ve Mut'la özdeşleşmiş Karacoğlan ve Karacakız heykeli bulunmakta.Mut’a bağlı Karacaoğlan (Çukur) köyü ile Dere köyü arasında Karacaoğlan ile Karacakız tepesi diye bilinen iki tepe vardır. Yörede tepelerin bu adı almasıyla ilgili aşağıdaki efsane anlatılmaktadır:
Gezgin bir yaşam sürdürmüş olan Karacaoğlan, birgün Mut’un Karacaoğlan (Çukur) köyüne gelir. Burada sazı ve sözüyle herkesin sevgi ve saygısını kazanır, daha sonra bu köyden ayrılıp Elif adlı güzel bir kızın obasına geçer. Yörede Karacakız adıyla tanınan Elif, oba beyinin kızıdır. Karacaoğlan, Karacakız’ı ilk gördüğünde ona aşık olur ve bir türlü obadan ayrılamaz, Karacakız da Karacaoğlan’a tutulmuştur. Oba beyi, Karacaoğlan’ın yanık söyleyişinden, kederli görünüşünden onda bir değişikliğin olduğunu anlar ve bunun sebebini öğrenmek ister. Karacaoğlan, derdini anlatmak istemez, ancak bey ısrar edince Elifle evlenmek istediğini söyler. Bey, bu duruma çok sinirlenir ve kendisine verecek kızının olmadığını sert bir şekilde ifade eder. Karacaoğlan bu cevaba çok içerler ve Elif’le kavuşmalarının mümkün olmadığını anlayarak obadan ayrılmak zorunda kalır. Aradan yıllar geçer, Karacaoğlan’ın saçı sakalı ağarır, ancak bir türlü Karacakız’ı unutamaz. Son kez onu görebilmek düşüncesiyle Çukur köyüne gelir. Çevresinde toplananlara Karacakız’ı, obasının bulunduğu yeri sorar, fakat herkes üzgün üzgün başını önüne eğer. Yaşlı bir köylü, Karacakız’ın çok uzun bir süre karşı tepede kendisini beklediğini, sonunda ümidini kaybederek hayattan elini eteğini çektiğini ve yine bu tepede öldüğünü, mezarının da buraya yapıldığını söyler. Karacaoğlan, bu duruma çok üzülür, tepeye çıkıp mezar başında dua eder, daha sonra Karacakız’ın mezarını rahatça görebileceği karşı tepeye gidip buraya oturur, Karacakız için saz çalıp yanık şiirler söyler, günlerce yerinden kalkmaz, sonunda bu tepede can verir. Köylüler, Karacaoğlan’ı bu tepeye defneder. Olayın ardından Karacakız’ın öldüğü tepeye Karacakız Tepesi; Karacaoğlan’ın öldüğü tepeye ise Karacaoğlan Tepesi adı verilir.
Yörede her yıl yaz gelince bu tepelerden birinden mavi diğerinden yeşil bir ışığın yükselerek bunların gökyüzünde birleştikleri anlatılır ve bu ışıkların hayattayken kavuşamayan bu aşiklara ait olduğuna, bunları ancak yürekten sevenlerin görebileceğine inanılır.
Bu aşk hikayesinden sonra Çınaraltı parkından çıkıp Mut'un batısına doğru yola çıktık.Nuri Abi Dağ camisine gidiyoruz dediğin de caminin hakikaten bir dağ başında olacağını düşünmemiştim.Resimde de görüldüğü gibi etrafında hiçbir yerleşim yeri ,han,kervansaray yok .Yalnız bir cami. Selçuklulardan kaldığı tahmin edilen caminin kubbe kısmı çökmüş, minaresi yok.Mut'ta bu kadar çok eseri bulabileceğimi hiç düşünmemiştim.Daha görmediğim Dağpazarı Kilisesi ,Mavga Kalesi ve Gözler Yaylasında kimbilir beni neler bekliyor.Bana rehberlik ve misafir eden  çok sevdiğim dostumuz Nuri Ünay'a teşekkürler.




Mut'la Karaman'ı Torosların devamı Sertavul Geçidi ayırır.Yaklaşık 1650 m yükseklikte  olan Sertavul Geçidinde  et yemeden geçmemenizi tavsiye ederim.Aynı zaman da ünlü Amcam Çeşmesi'nden karakovan balı ,kekik ve bölge köylülerinin organik ürünlerinden alabilirsiniz.
Ala gözlerini sevdiğim dilber,
Dikerler ağacı dal benim için.
Aşam dedim, aşamadım başından,
Yağıyor yollara kar benim için.

Sazımızı ele alıp çalalım,
Çaresiz dertlere çare bulalım.
Sabahta, seherde yoldaş olalım,
Bugün de burada kal benim için.

Yücesine çıktım, yayla yayladım,
İndim enginine, seyran eyledim.
Bayram aylarına kavil eyledim,
Deniyor yolları yâr benim için.

Karac'oğlan der ki: Yerim, içerim,
Ağır saltanatla konar göçerim.
Ahdım olsun, seni alır kaçarım,
Ferman çıkarsınlar bir benim için.


           Karacğlanın en sevdiğim şiiriyle Mut'a veda edelim....                                                                                                                                               

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk Sahibi Olamayanların Ziyaret Yeri Ahmed-Turan Türbesi ve Soğuk Çermik Sivas

Sivas'ta Kalan Son Ermeni Kilisesi Tavra ( Surp Kevork) Kilisesi

Tavas Medet Köyü (APOLLONİA SALBAKE )