Tripolis Antik Kenti-Narlı Kanyonu-Deribol(Narlıdere) Köyü Yürüyüşü

Zaman zaman DOSEV'li dostlarla yaptığımız yürüyüşlerden olan Tripolis -Narlı Kanyonu yürüyüşüne Denizli'ye 40 km  mesafedeki Buldan İlçesi Yenicekent Kasabası'ndan başladık.Tarihin izlerinin sürüldüğü,halen kazı çalışmalarının devam ettiği Tripolis Antik Kenti içinden bir kısmı ayakta kalmış.surlarına doğru tırmandık.Henüz kazı çalışmaları tamamlanmadığından şehrin tam olarak kimler tarafından kurulduğu bilinmemekle birlikte Lidyalılara kadar dayandığı düşünülmekte.Şimdiye kadar çıkan eserlerde Roma ve Bizans dönemin de askeri merkez olarak kullanıldığı sanılmakta.Şehir depremlerle yıkılmış ,büyük savaşlarla tahrip olmuş.Hatta bir rivayete göre toprak kayması sonucu toprak altında kalmış;bu yüzden de çevredeki antik şehirlerden daha iyi durumda olduğu düşünülmekte.Tüm bunları zamanla kazı çalışmaları tamamlandıkça  göreceğiz.








 Antik tiyatronun kenarından surlara doğru çıkıp kahvaltı molası verdik.Mola sonrası Narlı Kanyonu'na doğru yol aldık.Yolumuzun üstün de kışı geçirmek için hazırlıklarını tamamlamış,kıl çadırlarını kurmuş yörüklerle karşılaştık.Yörükler tüm içtenliğiyle bize evlerini  açtılar.






Yörükleri ardımızda  bıraktıktan sonra ilginç yapısıyla  Narlı Kanyonu   bizi karşılıyor.Kanyonun devamında kaya üzerine çizilmiş el ,kalp ve çiçek figürleri geçmişten günümüze ya da günümüzden geleceğe bu bölge de yaşamış insanlar hakkında  bize bilgiler sunuyor. Kim bilir  belki de buralar da hayvanlarını otlatmış bir çoban yada bir yörüğün aşk hikayesidir kayalara kazınanlar.




Yürüyüşümüz Deribol ya da diğer ismi Narlıdere olan Köye doğru devam etti. Deribol  etrafı kayalık bir derenin kenarında kurulmuş bir köy.Ülkemiz Birinci Dünya Savaşı'nın arkasından düşman  işgaline uğramış.Bu köy de bu işgalden nasibini almış. Denizli,Aydın ve Antalya gibi illeri daha iç bölgelere bağlayan kritik bir bölgeymiş.Ege Bölgesini işgal eden yunanlılarla kanlı çatışmalar yaşanmış.DOSEV Başkanı Ümit ŞIRACI'nın anlattığına göre:Küçük bir yunan müfrezesini bölgenin efeleri burada yok etmiş,arkasından gelen büyük yunan birliği  köylülerden bunu yapanları istemiş.Tabi kahraman köy halkı canından olma pahasına efelerini satmamış,bunun üzerine bir çok köylü yunanlılar tarafından  uçurumdan aşağı atılarak canından olmuş.Atalarımızı bir kez daha minnetle anmadan geçemeyeceğim.Hala var isek sayelerin de varız.







Köy etrafındaki kayaların tehlike yaratması üzerine 1970'li yıllarda Yenicekent'e taşınmış ve kaderine bırakılmış.Köyün içinden  geçerken insanın içini hüzün kaplıyor.Burada yaşayıp terk etmek zorunda kalanlar kim bilir nasıl duygular  içinde ayrıldılar yerlerinden yurtlarından.Bu düşüncelerle sonuna geliyoruz yürüyüşün.





Yenicekent'teki bir kahvehanede yöre halkının sıcak muhabbeti ile içtiğimiz çayların ardından Denizli'ye doğru yola çıkıyoruz.Keyifli ve eğlenceli bir otobüs yolculuğu ile Denizli'ye varıyoruz.Bu günü bize yaşatan DOSEV gurubuna teşekkürler....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sivas'ta Kalan Son Ermeni Kilisesi Tavra ( Surp Kevork) Kilisesi

Çocuk Sahibi Olamayanların Ziyaret Yeri Ahmed-Turan Türbesi ve Soğuk Çermik Sivas

Tavas Medet Köyü (APOLLONİA SALBAKE )